بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَٰٓأَيُّهَا ٱلۡإِنسَٰنُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدۡحٗا فَمُلَٰقِيهِ ٦

Ey insan, hakıykat sen Rabbine (kavuşuncaya) kadar durmayıb didineceksin, nihayet Ona ulaşacaksın.

– Hasan Basri Çantay

فَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ ٧

O vakit (amel) kitabı sağ eline verilen kimseye gelince.

– Hasan Basri Çantay

فَسَوۡفَ يُحَاسَبُ حِسَابٗا يَسِيرٗا ٨

kolayca bir hisâb ile muhaasebe edilecek o,

– Hasan Basri Çantay

وَيَنقَلِبُ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦ مَسۡرُورٗا ٩

ehline de sevinçli dönecekdir.

– Hasan Basri Çantay

وَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ وَرَآءَ ظَهۡرِهِۦ ١٠

Amma kitabı arkasından verilen kimse,

– Hasan Basri Çantay

فَسَوۡفَ يَدۡعُواْ ثُبُورٗا ١١

derhal helakini temennî edecek,

– Hasan Basri Çantay

وَيَصۡلَىٰ سَعِيرًا ١٢

o şiddetli ateşe (cehenneme) girecek.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ كَانَ فِيٓ أَهۡلِهِۦ مَسۡرُورًا ١٣

Çünkü o, ehli içinde bir şımarıkdı.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ١٤

Çünkü o, hakıykaten ve kat'iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı.

– Hasan Basri Çantay

بَلَىٰٓۚ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرٗا ١٥

Hayır (o, Rabbine dönecekdi). Çünkü Rabbi onu çok iyi görendi.

– Hasan Basri Çantay

فَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلشَّفَقِ ١٦

Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu